ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ Mardin bölgesi Hurrilerden îtibâren çeşitli kültürlerin tesiri altında kalmışlardır. M.Ö. 11. asırda başlayan "Ârâmi" göçleri Güneydoğu Anadolu gibi Mardin'de de kültürel değişmelere sebep olmuştur. Romalıların hâkim olduğu devirde Hıristiyanlık yayılmaya başlayınca "Ârâmi"ler Hıristiyan olmuşlar ve putperest Ârâmilerden ayırmak için kendilerine "Süryânî" demişlerdir. M.S. 4. asırda Mardin Süryânîliğin önemli bir merkezi olmuştur. Süryânîler Mardin'de meşhur "Deyruzzaferan Kilisesi"ni kurmuşlardır. Yedinci asırda Mardin İslâm ordularınca fethedilmiştir. Müslüman Araplar 1040 senesinde Mardin'e tamâmen hâkim olmuşlardır. On ikinci asır başından îtibâren Oğuz Türklerinin Kayı aşiretinden (Ertuğrul Gâzi de aynı aşirete mensuptur) olan Artukoğulları bu bölgeye hâkim oldular. Göçebe Türkmenler de Artukoğullarına bağlı olarak bölgeye yerleşince Türkler çoğunluk sağladılar. 1517'de Yavuz Sultan Selim Han bu bölgeyi Osmanlı Devletine kattı. Bu bölgede Türk-İslâm kültürü hakim oldu.
DÜĞÜN:
Mardin'de gerek Hıristiyanların gerekse Müslümanların düğünlerinde benzer bir çok özellik göze çarpar. Çok uzun bir süredir beraber yaşayan bu insanların birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde benzer gelenek katmanları oluşmuştur.Evlilik çağına gelen delikanlıyı evlendirmeye karar veren ailesi ona uygun bir eş bulabilme arayışına çıkar. Gelin adayında genellikle şu hususlar aranır:
Kızın ailesinin kendilerine denk olması şarttır. Kızın bir evi idare edecek nitelikte çalışkan görgülü namuslu büyüklerine saygılı ve sevgi yüklü olması gereklidir. Kızla oğlanın daha önce görüşüp tanışması evlilik öncesi arkadaşlık veya evlilik hususunda anlaşması söz konusu değildir. Eskiden sevilen kızın damdan gözetlenmesi zekice davranan erkeklere has bir davranıştı.Kesinlikle geleneksel evliliklerde boşanma alternatifi söz konusu değildir. Evlilik kutsallığı ile iyi ve kötü günde sevinci ve kederiyle ta mezara kadar eşlerin birlikteliklerinin sürebileceği bir kurumdur. Evliliğe bu nazarla bakılarak gerekli girişimler başlatılır.
Oğlan evi kız evlerini ziyaret ederek uygun bir aday arar. Bu olaya "dünür gezme" gidenlere de görücü denir. Bazen de kız arama olayı bahar aylarına rastlar. Aileler mesire yerlerine topluca giderek uygun aday arayışını sürdürürler. Kız arama olayı hamamda da olabilmektedir. Bazen de mahalle mahalle dolaşan bohçacı sıfatıyla satış yapan bayan tellallar devreye girer. Genellikle bu sıfatı taşıyan bayana ziyaret ettiği evlerde edindiği bilgilere istinaden oğlan tarafı uygun gördüğü nitelikleri sıralayarak adaylardan bahsetmesini ister. Aracı olarak da kullanılan bu tellalların bir zamanlar yöremizde çok önemli bir işlevi olduğu günümüze kadar anlatılır. Her durumda beğenilen ve oğullarına alınması kararlaştırılan kızın ailesinden istenmesine gidilmeden önce kız tarafının evliliğe sıcak bakıp bakmadığı durumunu öğrenmek üzere hatırı sayılır her iki aileyi tanıyan orta yaşta bir kadın kız evine gönderilir. Bu kadın uygun bir zemin hazırlayarak kızın sözlü olup olmadığını öğrenir. Oğlan tarafının isteğini iletip üç gün sonra gelmek üzere kız evinden ayrılır."Her şeyde bir hayır vardır. "Kısmetse olur" "iyi düşünün" "Her iki taraf mutlu olacaksa inşallah olur mutlu olmayacaksa Allah esirgesin" dilekleri sıralanır...
Kız tarafı oğlanda genellikle şu sorulara cevap arar: Denk bir aileye mensup mudur? Geliri normal bir hayat tarzı için yeterli midir? Kumar ve içkiye düşkün müdür? Aşırı kıskanç müsrif midir? Kaynana olacak annesi görümce olacak kız kardeşlerinin durumları nasıldır?Bu arada oğlan tarafı gelecek haberi canla başla bekler. Kız evine aracı kadın bir daha gönderilerek ( üç gün sonra ) haber alınır. Haber olumlu ise oğlanın babası hatırı sayılır birkaç dost ve iki garantör aile ile kız evine gider. Kız ailesi gelenlere ikramlarını sunarken bu arada kızlarını da konuklara göstermiş olur. Kızdan birkaç kez su istenir bu sayede oğlan kızı daha yakından görür. Eğer oğlan kızı beğenirse işaretleşmeler başlar. Ve devreye garantör aileler girer.
Kız tarafı oğlanı soruşturmak için 15 gün mühlet ister. Kız tarafı evet cevabını verecekse defter yazılır. Bu defter 15 gün sonra gelen aracı kadına verilir. Eğer kız tarafı kızlarım vermek istemiyorsa defteri yüksek tutar. Oğlan tarafı defteri alıp enine boyuna inceler ve yapabileceklerini bir taslak halinde çıkararak deftere işleyerek geri gönderir. Yeni bir süreç böylece başlatılmış olur eğer anlaşılırsa kızın da rızası alınarak yeni bir sürece girilmiş olur.
Kız evi üzerine düşen görevlerini yerine getirmek için mevsimine göre şaşalı bir ikram sofrası hazırlar. Muteber olan büyüklerin söyledikleridir. Oğlan evinde yine hummalı bir çalışma göze çarpar. Damat adayı süslenmiş kokular sürülmüş bir şekilde anne ve babasının yanında mahcup oturur. Oğlan tarafı kız evine geldiği zaman resmi tören başlamış demektir. Akraba olmanın telaşı heyecanı ile her iki taraf elinden gelen gayreti gösterir...Bu tür toplantılar kadınlı erkekli olur. Genellikle eşler yan yana gençler ise yine karışık nizam oturur ve büyüklerini dikkatle izlerler. Bu tür toplantılarda mümkün olduğunca konuşmamaya özen gösterirler. Yalnızca sorulan sorulara yanıt verirler.
Anne baba görümceler dayı teyze halalar onlarda kendi imkânlarına zevklerine göre giyinir ziynet eşyalarının tamamını takmış olarak hazırlanırlar. Akşam yemekten sonra oğlan tarafı kız evine gider. Selamlar edilir hal hatır sorulur. Misafirlere kahve çay pasta börek ikram edilir. Ortalık bir dolar bir boşalır. Bir sigara içiminden sonra sıra meyve ve kuruyemişlere gelir.
Oğlan tarafının en etkili ve yetkilisi bir dakika izin isteyerek söze şöyle başlar: Efendim sebebi ziyaretimiz hayırlı bir iş içindir. Bizler aile olarak sizleri tanıyor ve sizinle bir arada bulunmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Hele hele işin içine birde akrabalık gibi kavram girerse ki bu bizim için büyük bir gurur ve onur vesilesi olacaktır. Bu sebeple; Allahın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz. Çocuklarımız birbirlerini görmüş beğenmiş bizlerde onların bu arzusu üzerine size bu teklifi getirdik. Kabul etmeniz halinde bizleri çok memnun ve bahtiyar edeceksiniz der... Ve susar.
Kızın babası veya ailenin reisi bu konuşmaya yanıt olarak: Efendim iyi hoş söylersiniz. Allah yazmışsa olur. İnşallah der. Oğlan tarafının reisi bu kez de; biz sizin aile ile şereflendik kızınızı öz kızımız gibi sevdik bu izdivaca evet deyin de bu işi burada bağlayalım der.Kız tarafından kısa bir sessizlikten sonra aile reisi ailesini şöyle bir gözleri ile tarar bizi ikna ettiniz kızımızı verdik gitti. Allah mesut etsin der demez ortalıkta bir fırtına döner.